2020 Nobel Fizik Ödülü Sahiplerini Buldu
Geçtiğimiz aylarda kara deliğin ilk fotoğrafının yayınlanmasıyla ve bu çalışmaları yürüten grubun içerisinde değerli bilim insanımız Feryal Özel’in de bulunmasıyla büyük bir gurur ve heyecan yaşamıştık.
Daha 100 yıl öncesine kadar sadece Einstein’ın Genel Görelilik Teorisi’nin bir sonucu olarak Karl Schwarzschild tarafından varlığı öngörülen, o zamanlarda hiçbir inandırıcılığı olmayan bu kozmik yapıların bugün var olduğunu ve gökadamızın tam da merkezinde olduğunu biliyoruz! İşte bu yılki Nobel Fizik Ödülü’nün yarısı birbirinden bağımsız olarak gökadamızın merkezinde bir karadelik olduğunu tespit eden ekip başkanları Reinland Genzel ve Andrea Ghez’e, diğer yarısı ise üstün matematik yeteneği ile bundan yaklaşık 50 yıl önce kara deliklerin nasıl olması gerektiğini matematiksel denklemlerle açıklayan Roger Penrose’a verildi.
Bu yılki Nobel Fizik ödülünün paylaşanları arasında bir matematikçinin ve bir kadın bilimi insanının bulunması dikkate değer bir konu. Marie Curie, Maria Goeppert-Mayer ve Donna Stricland’den sonra Andrea Ghez Nobel Fizik ödülünü kazanan 4. Kadın bilim insanı oldu. Aslında matematiğin fizikte bu kadar etkin ve iş görür yapıda olması bilimde kullanılan metodolojinin ve modelleme tekniğinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bu anlamda matematik gerek fizikte olsun gerekse kullanıldığı diğer alanlarda olsun bizim için eşsiz bir modelleme olanağı sunuyor. Öyle ki Einstein Riemann’ın geliştirdiği geometri sistemi hakkında bir seferinde “Riemann’ın bu çalışmasından haberim olmasaydı görelilik kuramını hiçbir zaman geliştiremeyecektim.” demesi bilimsel anlamda matematiğin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
Genel Görelilik kuramına yapılan en büyük katkıların başında şüphesiz Roger Penrose’un makalesi de yer alıyor. Peki 26.000 ışık yılı uzaklıktaki gök adamızın merkezini görüntülemeyi nasıl başardık? Şüphesiz ki bu hiç kolay olmadı. Optik bozulmaların ve yıldızlararası gaz ve toz bulutlarının neden olduğu görüntü kirliliklerini aşmak için ekipler yıllarca teleskop geliştirme teknolojisi üzerinde çalıştılar. Bunun sonucunda Atakama Çölü’ndeki Very Large Telescope (Çok Büyük Teleskop) ile galaksimizin merkezinde çok büyük bir radyo kaynağı olduğunu keşfettik. Bu kaynak o kadar ağır ki ağırlığı güneşimizin tam 4 milyon katı! Evet yanlış okumadınız tam 4 milyon katı.
Sagitarius A* adı verilen bu kaynağın etrafında dolaşan bir yıldız gözlemcilerin dikkatini çekmişti ve tam 27 yıldır yörüngesi takip ediliyordu. S2 adı verilen bu yıldız karadeliğin etrafında eliptik bir yörüngede dönüyordu fakat merkeze en yakın olduğu yerde devinim hareketi çizerek bu eliptik yörüngeyi tamamlıyordu. Yani çizdiği yörüngeler gül yapraklarına benzer (rosetta) bir yapı ortaya çıkartıyordu ve bu yapı bundan tam 104 yıl önce Karl Schwarzschild’in tam da matematiksel denklemlerle ortaya koyduğu yapıydı. İşte bu teorik fiziğin önemini ve teorik fizikte matematiğin araç olarak kullanılarak nasıl kusursuz varsayımlarda bulunulabileceğini gözler önüne seriyor. Ne muhteşem ama değil mi? Astronomlar yapılan bu devinime Schwarzschild Devinimi adını veriyor. Keşke bugün yaşasaydı da o da bu günlere tanık olabilseydi.
Bu gelişmeler ışığında araştırmanın Fransız ayağını çeken Guy Perrin ve Karine Perraut şunları söyledi: ”S2 ölçümlerinin Genel Görelilik’e çok iyi uyum göstermesi nedeniyle, Sagittarius A* etrafındaki olası daha küçük karadelik ya da dağıtık karanlık madde gibi görünmez nesnelerin hangi miktarda bulunduğuna kesin sınırlar çizebiliyoruz. Bu süper kütleli karadeliklerin oluşumunu ve evrimini anlamak için en çok merak edilen şey.”
Avrupa Uzay Ajansı (ESO) Çok Büyük Teleskop’un (VLT) ardından şimdi de Son Derece Büyük Teleskop’u (Extremly Large Telescope) devreye sokmaya hazırlanıyor. Ekip bu teleskobu kullanarak süper kütleli karadelik etrafındaki daha sönük yıldızları da gözlemlemeyi hedefliyor.
Yapılan her yeni çalışma şüphesiz ki evreni anlamamıza biraz daha yardım edecek. Fakat düşünmek evreni anlamamız adına attığımız ilk ve en önemli adımdır. Bu yüzden yazımı Barış Özcan’ın bir videosunda galaksimizin merkezi hakkında söylediği şu güzel sözle bitirmek istiyorum “Evet galaksimizin kalbi delik olabilir. Ama yıldızlar etrafına dans ediyor. Yıldızlar galaksimizin kalbinde bir gül resmi çiziyor”
YAZAR: Ahmet Erdem EŞİDİR
KAYNAKÇA
https://www.nobelprize.org/prizes/physics/2020/summary/
Son yorumlar