Öğrenmeyi Öğrenmek

Hepimiz gün içerisinde bir şeyler öğreniyoruz. Bazılarını isteyerek bazılarını ise istemeyerek. Ama bazen de çok çaba harcamamıza rağmen bir şeyleri tam anlamıyla öğrenemiyoruz ve bu hal bazen can sıkıcı olabiliyor. İşte bu yazımda öğrenmemize yardım etmek için derlediğim bilgileri sizlerle paylaşacağım.

Her birimiz yaklaşık 1.5 kg ağırlığında beyin adını verdiğimiz süper bir işlemciye sahip. Algılama, hissetme, soluk alıp verme düşünme ve birçok yaşamsal fonksiyon bu işlemciye bağlı. Öğrenme adını verdiğimiz faaliyet de beynimizin içindeki milyarlarca sinir hücresi arasında gerçekleşen nöral bağlantılar ile meydana geliyor. Peki öğrenme adını verdiğimiz faaliyet nasıl gerçekleşiyor ve biz bu faaliyetten maksimum verim almak için nasıl bir yol izlemeliyiz?

ÖĞRENMENİN YOLU

Bunu anlamak için beynimizi üzerine çiviler çakılmış bir tahta parçasına benzetelim. Öğrendiğimiz yeni bilgileri de belirli çivilerin etrafına lastik bantlar geçirmek olarak düşünelim. Ama maalesef ki iş o bandı geçirmek ile bitmiyor. Çünkü insan yapısı gereği unutmaya meyillidir ve öğrendiği bilgileri belli bir süre geçtikten sonra unutabilir. Yani belirli bir süre sonra geçirdiğimiz lastik bant pıt diye atabilir. Bunu engellemek için yapmamız gerekenler ise kaliteli bantlar kullanmak ve bu bantları belirli aralıklar ile yeni bantlarla desteklemek.

Yani mantığını kavrayarak öğrenmek ve belirli aralıklarla tekrar etmek öğrenmenin vazgeçilmez kurallarıdır. İşte bu sayede bilgileri kısa süreli hafızadan (Short-term memory) uzun süreli hafızaya (Long-term memory) atarız.

Peki bu lastikleri yerleştirirken dikkat etmemiz gereken başka konular var mı? Tabi ki de var! Bazı lastikler yerleştirildiği çivilerin arasındaki gerginliği taşıyabilecek elastikliğe sahip değildir. Biz onu yerleştirsek de kısa bir süre sonra kopar. İşte biz de bazen fazla bilgiyi bir anda beynimize yüklemeye çalışırız. Bunun sonucunda da çalıştığımız saat ile aldığımız verim arasında bir orantısızlık oluşur ve hayal kırıklığına uğrarız. Bunun sebebi beynimizin çalışma modları ile ilgilidir.

Beynimiz dağınık mod (diffuse mode) ve odaklanmış mod (focus mode) olmak üzere iki modda çalışır. Öğrenme dediğimiz eylem de bu iki modun doğru kullanılması sonucu gerçekleşir. Odaklanmış mod adından da anlaşılacağı üzere bir konu üzerinde yoğunlaştığımız moddur. Dağınık mod ise odaklanmış moddan çıkıp hava aldığımız dinlendiğimiz ve başka işlerle uğraştığımız zamanı belirtir. Peki bu modlar arası dengeyi nasıl sağlayacağız? Ne zaman ki yorulduğumuzu hissedersek vereceğimiz o kısa molalar öğrenme için hayati önem sağlar. Çünkü dağınık modda beyin öğrendiği verileri sindirme fırsatı bulur ve bir sonraki odaklanmış moda geçişte sıkıntı yaşamaz. Yani yapmamız gereken bir tane lastiği zorlamak yerine birkaç tane lastik kullanarak aynı alanı doldurmak olmalıdır.

BEYNİMİZ VE İLÜZYONLARI

Biraz da size beynimizin ize oynadığı bir illüzyondan bahsetmek istiyorum. Hepimiz mutlaka şu anı yaşamışızdır: “Haaa bu muymuş bunun olayı, tamamdır anladım.” Bu pasif bir öğrenme şeklidir ve çok tehlikeli olabilir. Kalitesiz bir lastiği çivilerin arasına geçirmeye benzer. Eğer bir konuyu gerçekten öğrenmek istiyorsanız pasif öğrenmeden uzak durun ve kendi mantığınız işlemleriniz ve cümlelerinizle aktif öğrenmeyi sağlayın.

Diğer bir önemli öğrenme tekniği de yazımda sizlere beyni açıklamak için kullandığım teknik! Analojiler kurmak bazı karmaşık olayları anlamada ve anlatmada gerçekten de eşsiz bir yöntemdir. Bu yazıyı nöronlar arasında gerçekleşen kimyasal reaksiyonları ve daha terimsel ifadeler kullanarak da yazabilirdim ama eminim ki hiçbir zaman verdiğim örneklerdeki kadar anlaşılır olmayacaktı. Siz de bu yöntemi rahatlıkla herhangi bir konuya uygulayabilirsiniz.

Öğrenmede bir diğer önemli konu ise uykudur. Her ne kadar bazıları onu vakit kaybı olarak görse de uyku öğrenme ve toksik maddelerin beyinden atılması için gereklidir. Uykusuz kaldığımızda başımızın nasıl ağrıdığını ve bir şey öğrenmenin zorlaştığını birçoğumuz deneyimlemiştir. Bunların sebebi uyurken beynimiz gerekli olan bilgilerin üzerinden geçer ve öğrendiğimiz bilgilerin kalıcı olmasına fayda sağlar. Aynı zamanda da daha az gerekli olan bilgileri de siler. Bu yüzden uyku düzenimiz öğrenme sürecimizde büyük bir önem taşır.

Unutmamak gerekir ki hayatımız boyunca iyi bir öğrenici olmak bizim elimizde. Bazen bir şeyleri öğrenmek için zorlu yollardan geçecek olsak da inandıktan sonra bize konulan sınırların ötesine varabiliriz. Yazımı Henry Ford’un şu güzel sözü ile bitirmek istiyorum.

“İster yapabileceğini, ister yapamayacağın düşün. Sen haklısın”

                                                                                   YAZAR: Ahmet Erdem EŞİDİR


Kaynakça:

https://www.coursera.org/learn/learning-how-to-learn/home/welcome

https://tr.pinterest.com/pin/773774779706592768/?autologin=true

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İletişime Geç

Bizimle iletişime geçin!